Başbuğ’dan Kürt sorunuyla
ilgili “şanslı” açıklamalar!
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Kürt halkına karşı sürdürülen imha, inkar ve asimilasyon politikalarının medya ayağını üstlenen, ‘Mehmetçik gazeteci’ Uğur Dündar’ın sorularını yanıtladı. Güney Kürdistan yönetimini tehdit eden Başbuğ, TSK olarak çatışmaların ardından “teröristler öldürüldü” şeklinde değil, “etkisiz hale getirildi” şeklinde söylem kullandıklarına işaret etti. Başbuğ, Kürt halkına türlü zulmü eden kendileri değilmiş gibi “Çünkü terörle mücadeleye insan odaklı bakıyoruz” iddiasında bulundu. 26 yıllık süreçte TSK’nın PKK´ye karşı yürüttüğü mücadelede başarısız olduğu yönündeki iddialara yanıt veren Başbuğ şöyle dedi:
“PKK aslında şanslı bir örgüt. Tam çökme noktasına, çözülme noktasına geliyor ama maalesef konjektürel durumlar hep lehine cereyan ediyor. Bir diğer önemli tespit ise, ne zaman terör eylemleri azaldı veya hiç olmadı, biz bunu yanlış algıladık. Sanki terör örgütü bitti dağıldı. Aslında dağ kadrosu duruyordu ama eylem sayıları düşmüştü. Örnek 1999’dan 2004 yılına kadar eylem yok ancak örgüt bitmedi. Örgütün dağ kadrosu yine duruyordu. Burada bir algılama yanlışlığımız oldu. Biraz daha doğru algılasaydık o dönemde daha sağlıklı tedbirler alabilirdik”
Öyle anlaşılıyor ki, Orgeneral Başbuğ PKK’nin 1984 yılında başlayan ilk eyleminin ardından 26 yıllık süreçte Kürt halkına yönelik imha ve inkar politikalarının iflasını, ortada varolan koskoca bir Kürt sorununu ve onun beslediği devrimci dinamizmi görmezden gelip sorunu PKK’nin şansına bağlamasıyla tarihe geçecektir!
Sınıra 5 bin kişilik profesyonel birlik!
Sömürgeci sermaye devletinin “Güvenlik Zirvesi”nde alınan kararların detayları gün yüzüne çıkıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında 21 Haziran’da gerçekleştirilen “Güvenlik Zirvesi”nde alınan kararların detayları basına yansımaya başladı. Zirvede, Güney Kürdistan sınırındaki 150 kilometrelik hattın, yeni oluşturulacak 5 bin kişilik profesyonel birlik tarafından korunmasının kararlaştırıldığı söyleniyor.
Sınırı koruyacak yeni profesyonel uzman erbaşlar, Ocak 2011 tarihinden itibaren sınır karakollarını teslim almaya başlayacak. Güney Kürdistan sınırını tamamen profesyonel askerlerin koruması çalışması, 2014 yılına kadar tamamlanacak.
Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik Harekât Daire Başkanı Tümgeneral Fahri Kır, 25 Haziran’da düzenlenen haftalık basın bilgilendirme toplantısında, “Hudut birliklerinin de profesyonel askerlerden oluşturulması kapsamında başlatılan ön çalışmada; Irak hududundan başlamak üzere, hudut birliklerinin operasyonel faaliyetlerinde görev yapacak personelin, belirli bir süre içerisinde, profesyonelleştirilmesi hedeflenmiştir. Yapılan çalışma netleştiğinde, kamuoyu ile paylaşılacaktır.” ifadelerini kullanmıştı.
Hem komando tugaylarında hem de sınır birliklerinde yalnızca operasyonel unsurları tamamen profesyonellerden oluşacak. Komando tugayları ile hudut birliklerinde bulunan, hizmet ve destek unsurları ile şoför gibi diğer faaliyetlerde görevli olan personel, yine şu anki temel askerlik sisteminde 15 aylık askerlik görevini yapan erbaş ve erlerden oluşacak.
Selahattin Demirtaş’tan Tayyip’e tepki
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın “Çocukları ben mi tutuklattım, KCK operasyonunu ben mi yaptım?” sözlerine tepki göstererek, “Madem sen bunlardan sorumlu değilsin bizim muhatabımız kim onu göster bize. Onunla oturalım, sorunu çözelim.” dedi.
Demirtaş, Polis Akademisi’nde başlayan Kürt açılımının Gediktepe’de mevzide son bulduğunu belirterek, Başbakan Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mevzi yarışına girdiğini belirtti. Demirtaş, “Mesele mevzide çözüm aranacak mesele değil. İkiniz de ortak yanlışı yapıyorsunuz. Yanlış tarafa bakıyorsunuz. Çünkü Kürt sorunu mevzinin karşısında değil arkasındadır. Mevzinin karşısındaki Kürt sorununun sonucu olan PKK var. 50 bin defa da baksanız Kürt sorununu anlayamazsınız. Kürt sorunu siyasi bir sorundur.” dedi.
Kürt halkının operasyonların durmasını ve çift taraflı ateşkes ilan edilmesini istediğini belirten Demirtaş, “Başbakan niye susuyor? Neden bunları duymazdan geliyorsunuz? Çözüm silahların sustuğu ortamda konuşulacaksa hepimiz birlikte silahları susturalım.” şeklinde konuştu.
Demirtaş, çözümün yolunun “demokratik özerklik” olduğunu ve bunun da kaçınılmaz olduğunu söyledi. |